RAY BRUDBERY - Fahrenheit 451
Tahtaya kaldırdığımız bu eser, yine tematik fikir
pompalayan, yüksek, ulvi ilhamlar kasan bir kitap. Tabi evvela yazarın diline
girmek lazım ki, pek kendini okutturan, sürüm sürüm süründüren cinsten değil.
Sadece fikir bulup hikayeye dönüştürmekle, metafor üstüne metafor yuvarlamakla
edebiyat olmuyor azizim. Okunabilirlik de lazım. Edebiyat neydi? Edebiyat
emekti.
Şimdi sıra, o yüce fikirde. Romanın kahramanı bir itfayeci ve itfayeciler söndürmeye değil, yakmaya gidiyorlar. Adamın
elinde bildiğin lav silahı var. Yakılacaklar ise kitaplar.
- Evinizde kitap mı gördünüz? Ya bizi çağırın, ya da siz fırına verin bir zahmet. Yakınınızda veya bir komşunuzda kitap varsa, onu da ihbar edebilirsiniz. Hemen gelir veririz ateşi ateşi!
Gelecekte bir zamanda var olan bu memlekette, kitaplar
derhal yakılıyor. Direnmek, gizlemek ise yassak! Bir çeşit sansür eleştirisi
işlenmiş. Her yerde ekranlar var, bir de kuduz bir teneke it var, salıyorlar
hemen kaçanın koşanın peşine. Hasılı itfayecemizin başından bir iki hadise
geçiyor ve safını değiştiriyor. Artık yakan yok eden tarafta değil, kitaplar
için savaşan taraftadır. Ama o tarafta da hatrı sayılır bir kitle yok.
Kitabın yazıldığı tarih 1953 ve bir iki teknolojik tahmini tutturabilmiş.
Mesela her yerde avuç içine sığabilecek veya daha büyük ekranlar var. Gerçi
bunu tahmin etmek çok zor olmasa… zaten o devirde de ekran biliniyor, adam
sadece sayıyı çoğaltmış.
- Oğlum var ya, bir gün her yerimize takacaklar şu ekranları.
Fakat ön göremediği detay, ekranlarda, eski radyoların
düğmeleri gibi, çevirmeli düğmeler olması. Hani insan bir dokunmatik tuş koyar,
bir yüz tanıma sensörü, hani ne bileyim uzaktan kumandalı diye ataydın be adam.
İlla biri denk düşerdi yani. Yalnız hakkını vermeli, kulak içine takılan
mikrofonlu kulaklıklardan bahsediyor. Eğer 53 yılında böyle bir şey yoksa, ki
James bond yetişmişse olabilir, iyi tahmindi. Neticede kitabın nereye vardığını
söylemiyorum, yiyorsa oku. Çünkü anlaması, takibi bayağı zor. Düşün, ben bile
zorlandım artık. İstersen benim salladıklarımla yetin, kendini yıpratma. Ya da
yıprat, sen bilirsin.
Notu: 6,3 çekilebilirsinn.
Yorumlar
Yorum Gönder