Şeyh Sâdi Şirâzî - bostan ve gülistan
Tahtaya kaldırdığımız bu eser, insana akıl fikir veren
cinsten. Yazarı 12. Asrın sonlarında doğmuş, derviş meşrepli bir zatı
muhteremdir. Bu türde daha çok Mevlana’nın hikayeleri bilinir ama çağdaşı olan
Şirazlı Sadi de azımsanmamalı. Bostan ve Gülistan adlı iki ayrı eserinden öykü
derlenmesi yapılmış bu eser, hikmetli kıssalar ve sözlerle doludur. Bir
tanesini paylaşıp, çekiliyorum. Puanlama bekleme, zira bu esere not vermek adaba
mugayirdir.
VAKTİYLE NİL NEHRİ, bir yıl Mısır’a hiç su taşımadı ve
sonunda dayanılmaz bir kıtlık baş gösterdi.
Öyle oldu ki, susuzluktan kıvranan insanlar dağlara çıktı.
Nil sanki kurumuştu. İnsanlar feryat edip inleyerek yağmur dilediler, ama hiç
fayda etmedi. Bunun üzerine içlerinden biri, tasavvuf büyüklerinden Zünnun’un
dergâhına koştu:
"Ey yüce sultan! Halk sıkıntı içinde, çok acı çekiyor.
Ne olur, şu âcizler için bir dua buyur. Cenab-ı Allah sevdiği kullarının
dualarını reddetmez!" dedi.
Bu sözleri duyan Zünnun, hemen hırkasını toplayıp şehri terk
etti, Kızıldeniz’in kenarındaki Medyen kasabasına kaçtı. Şehre çok geçmeden,
öyle bir yağmur yağdı ki, halk suya doydu, herkesin yüzü güldü.
Aradan yirmi gün geçti. Medyen’e, "Kara yürekli bir
bulut, Mısır’ın üstünde ağlamış" diye bir haber geldi.
Bunun üzerine Zünnun, havuzlar bahar selleriyle dolduğu
için, ülkesine geri döndü.
Bu arada, bu büyük mânâ sultanını ziyaret eden biri
kendisine usulca sordu:
"Halk senden dua istedi, etmedin. Kalktın Medyen’e kaçtın.
Bu şehri terk edişinde ne hikmet vardı?"
Zünnun şöyle cevap verdi:
"İşitmiştim ki kurtların, kuşların, vahşi hayvanların
rızıkları, kötüler yüzünden daralırmış. Çok düşündüm, bu memlekette kendimden
günahkâr kimse görmedim. Anladım ki, bu kuraklık, bu bereketsizlik benim
yüzümden oluyor. Halka benim fenalığım dokunuyor. İyilik kapısı benim şerrimden
kapanıyor. Halkı sıkıntıdan kurtarmak için Mısır’ı terk ettim!"
* * *
Büyüklük istiyorsan herkese hürmet et. Büyükler kendilerini
herkesten fena görürler. Sen kendini küçük bilmedikçe, insanlar katında aziz
olamazsın. Kendini küçüklerden sayan, hem dünyada, hem de ahirette büyüklüğe
kavuşur.
Ey bizim mezarımıza uğrayan ziyaretçiler! Sâdi toprak
olmuşsa ne önemi var, o zaten sağlığında da topraktı. Sâdi, rüzgar gibi âlemi
dolaşmışsa da, sonunda o da kendisini kara toprağa teslim etti. Çok geçmeden
vücudunu toprak yiyecek, sonra da rüzgar o toprakları yeryüzünün her yanına
savuracak! Mânâ gülistanı açıldı açılalı, hiçbir bülbül Sâdi kadar güzel
inlemedi. Böyle bir bülbül ölür de, toprağından gül bitmezse, şaşırmaz mısın?
Not yok dedik ya! Çekilebilirsin.
Yorumlar
Yorum Gönder