Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

U. Rıfat Karlıova - Çin Modern Tarihinde Yolculuk

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, az bilinen fakat üzerine çok konuşulan bir memleket hakkında yazılmış. Kitabın yazarı, Çin ile alakalı tahsil yapmış, sonra da kapağı oraya atmış. Malumata göre biraz popüler de olduğu yazıyor, bilemedim. Bir buçuk milyarlık ülkede ne kadar bilinir olman lazım ki, sana popi diyelim. Yani bir milyon takipçin olsa, tırt kalırsın orada. Bir defa adamların kitap yayımı hakkında bir şeyler duymuştum; en az basım sayısı dört buçuk milyon. O sayı bizde seni bestsellerin bestsellerine sokar. Yine muhabbeti uzattık, mevzuya giriyorum. Kitabın genel şekline bakarsak, detaylı araştırma yapılmış. Ama anlattığı meseleler çok ayrıntılı, beyni yakan türden değil. Kaynakçası, dip notları ziyade, anlatılan hadiselerin uzunluğu ise kafi. Geçiyoruz muhtevaya: Bir dönem memlekette bir yasa çıkarılmış; herkes saçını kazıtacak ve yalnız tepesinde bir at kuyruğu bırakacak. Kanuna uymayanların cezası, ölüm. İyi de benim saçlarım dökülüyor ve tepem bayağı seyrek....

RAY BRUDBERY - Fahrenheit 451

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, yine tematik fikir pompalayan, yüksek, ulvi ilhamlar kasan bir kitap. Tabi evvela yazarın diline girmek lazım ki, pek kendini okutturan, sürüm sürüm süründüren cinsten değil. Sadece fikir bulup hikayeye dönüştürmekle, metafor üstüne metafor yuvarlamakla edebiyat olmuyor azizim. Okunabilirlik de lazım. Edebiyat neydi? Edebiyat emekti. Şimdi sıra, o yüce fikirde. Romanın kahramanı bir itfayeci ve itfayeciler söndürmeye değil, yakmaya gidiyorlar. Adamın elinde bildiğin lav silahı var. Yakılacaklar ise kitaplar. Evinizde kitap mı gördünüz? Ya bizi çağırın, ya da siz fırına verin bir zahmet. Yakınınızda veya bir komşunuzda kitap varsa, onu da ihbar edebilirsiniz. Hemen gelir veririz ateşi ateşi!   Gelecekte bir zamanda var olan bu memlekette, kitaplar derhal yakılıyor. Direnmek, gizlemek ise yassak! Bir çeşit sansür eleştirisi işlenmiş. Her yerde ekranlar var, bir de kuduz bir teneke it var, salıyorlar hemen kaçanın koşanın peşine. Hasıl...

Yaşar Ateşoğlu - Doğru Bildiğimiz Yanlışlar

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, ismiyle müsemma bir kitap. Muhteva olarak bir kısmı yanlışları düzeltmeye yönelik, bir kısmı da söyleyeceğini söylemek için uydurulmuş yanlışlarla desteklenmiş doğrulardan oluşuyor. Adam terli terli su içmeyin diyecek, öncesinde sanki terliyken kesin su içilmeli gibi bir kanaat varmış gibi tribe giriyor. Ama genel olarak düşünürsek, faydalı. Şimdi kitaptan birkaç alıntı iliştiriyorum buraya, elbette aralarda benim doğru ve yanlışlarım da olacak. Usul böyle aga!      YANLIŞ Diyabet yaşlandırır! DOĞRU Böyle bir şey yok! Tip 1 diyabetli çocuklar erken yaşta şeker hastası olduklarından iyi bir diyabet ayarı yapılmazsa, gelişme gerilikleri olabilir. Ayrıca iyi bir diyabet ayarı olmayan tip 2 diyabetlinin yaşam keyfi azalabilir. Bunun dışında fiziki bir farklılık olmaz.   YANLIŞ Diyabetli hatunlar çok tatlı oluyor. DOĞRU İlişkinin boyutuna göre, alışkanlıklara göre değişir. Tabi yine de tavsiye edilmez. Ne ge...

Vladimir Nabokov - Edebiyat Dersleri

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, biraz bizim burada yaptığımız işe benziyor. Adam daha fikir aklımıza gelmeden çalmış! Vay anasını! Evvela yazardan biraz bahsedeyim. Kendisi daha ziyade “Lolita” kitabıyla bilinir. Ben okumadım ama bir arkadaşım bahsetti, oradan biliyorum. Pedofili (sübyancı) eğilimleri olan birinin hikayesini anlatıyormuş. Arkadaş öyle söyledi, ben onun yalancısıyım. Tabi bizim belli bir çizgimiz olduğu için o tür şeyleri bu platforma almıyoruz. Beni biliyorsun. Bu kitapta belli başlı ağır eserlerin incelemeleri yapılmış. Genel olarak birkaçından alıntı yaparsam daha iyi anlarsın. Adamımız hem özet geçiyor, hem de yazarın neyi ima ettiğini, sanatlı sözlerle aktarıyor. Tolstoy’un ve Flaubert’in ifadeleri mesela:   “Hemen yüzünüz kızarıp da, Anna’nın, kocası olmayan bir erkeğe âşık olduğu için cezalandırıldığını sanmayın. Böyle bir ‘ahlâk dersi’ kesinlikle ‘ahlakî’ olmayacağı gibi, kesinlikle sanatsal da olmazdı, çünkü aynı topluluğun öteki gözde ...