sevil atasoy - labirent
Tahtaya kaldırdığımız bu eser, bol miktarda ruh hastalarını
içerir. Sapık katiller, yamyamlar ve ırz düşmanları… yazarının adli tabib
olması hasebiyle, her vaka detaylarıyla işlenmiş ve ne nedir, insana
belletiyor. Yazardan hafif tırstığımı söyleyebilirim. Sen de tırsmalısın, zira
senin okuduğun cinayet romanı kadar, kadının mıncıkladığı ceset vardır. Kitapta
kendi şahit olduğu olayların haricinde, dünyada ses getirmiş meşhur olaylara da
yer vermiş. İngiltere’de bir nehirde kolu bacağı ve kafası kesilmiş zenci çocuk
mu dersin, yamyam katiller mi. Hatta bahsi geçen o yamyamın, yemek dergisi
kapağı olduğu da anlatılmış ki, okuyunca “Ben o derginin editörünün taaaa amk!”
demekten kendimi alamadım. Bir başka küfür dağarcımı besleyen vaka ise, Hitler
döneminde bazı doktorların çocuklara yaptıkları deneyler. Doğuştan arızalı veya
sakat bebeleri topluyorlarmış, “Biz bunlara hastanede daha iyi bakarız ve hatta
iyileştiririz.” Deyip, neşterle, piçakla dalıyorlarmış sabilere. “Beyinler sağ
kavanoza, omirilikler sol.” Meğer alman tıbbının o devirde hızlı yükselişinin sebebi
buymuş. Meyve sebzenin çürük çarığını ayıklar gibi ırkını temizliyor pezevenk.
Cinayetlerdeki ipuçları da enteresan. Kulak ve dudak
izlerinin sahihliği tartışılmış, halı kilim tüylerinin bir dna’sı eksik kalmış.
Tabi buna rağmen delilsiz, şahitsiz suçlular da olmuş. Adamın dna’sını parmak
izini, kılını tüyünü bulamamışsın ve üzerine 16 kişi de lehte tanıklık yapmış.
Ama sırf madur kadının ifadesiyle mahkümiyet kararı vermek de nedir. Adaletin eksik
kaldığı hikayeler gibi, mezara kadar kovalayan olaylar da yaşanmış. Üç genç
kıza tecavüz edip öldüren adamı, mezarında buluyor cevval dedektif. Olay
70’lerde yaşandığı için teknoloji biraz geri. Yine de kanıtlar saklanıp
paketlenmiş tabi, “ileride bunlar çok pirim yapacak.” Mantığıyla. Sonra dna
falan öğrenilince çıkıyor piyasaya kirli çamaşırlar.
- Şu üç kızın çamaşırında aynı kişinin dna’sına rastladık. Fakat dna profilini elimizdeki veri arşivinde bulamıyoruz.
- Tam profile bakmayın o zaman. Yarısını araştırın, belki oğlunu falan yakalarız. Oradan da babaya…Harbiden de önce çocuğunu buluyorlar katilin, sonrada kabrini. “Mezara da girsen buluruz seni!” Soruşturmalar titizlikle yürütülüyor çoğu kez, tabi dizilerdeki kadar da değil. CSI dizisindeki bir çok malumat, kısmen deneysel ve kısmen de geçerliliği olmayan teknolojik yöntemler içeriyormuş. Haliyle o teknikler de polisleri biraz zorluyormuş.
- Görüyor musun bak elin oğlu katili nasıl yakalıyor. Odadaki azot seviyesinden katilin yediği kurufasülyeyi bildi. Sen hala herkesi topluyorsun.Bunların haricinde Marilyn Monroe’nun ölümünün cinayet olma ihtimali, ki benim de aklıma yattı, Rus Romanov hanedanının mezar ve dna tespiti gibi konular da işlenmiş. Hasılı kitapta çok mesele var.Notu: 6,5 çekilebilirsinn.
Yorumlar
Yorum Gönder