Otto Schober - Beden Dili (Davranış Anahtarı)


Tahtaya kaldırdığımız bu eser, o bilindik kişisel gelişim kitaplarından. Hani kaşının gözünün oynamasından, aklından tuttuğun küfrü tahmin eder, ya da ettiğini sanır ya. Halbuki bilmez benim ne fırtınalı sin kaflı hayallerim var, kelime dağarcığı yetmez. Neyse kendimi övmeyeyim, kitaba geçiyorum.

Birçok şekille şemayla göstererek, tanık tutarak el kol, beden ve yüz hareketleri anlamlandırılmış. Tabi genelinin bilimsel dayanağı vardır, ki makul da gelir. Mesela; karşıdan gelen bir adam var ve aranızda üç metre kalmışken göz göze gelirsiniz. Bakışını sola devirince, karşındaki senin o yöne sapacağını anlar ve bu bir çeşit sinyaldir. Ama gözünle sola sinyal çakıp sağdan devam etmeye kalkarsan tokuşursunuz.

  • Yahu kardeşim sen gözünü o yöne doğru devirmedin mi? Ne diye üzerime kırıyorsun?
  • Kusura bakma birader ya… aslında gözüm şu köşedeki hatuna takıldı, o yüzden o tarafa bakmış bulundum.
  • Hangi karı? Hani ben de göreyim!

Belki haklı olabilecek bir jesttir bu. Evet geçer notu verdik. Ama bazı teorileri hiç mantıklı değil. Yunanlıların jesti olarak verilen fakat bizde de mevcut olan, başı geri yukarı kaldırarak cık deme şekli; hayır manasına geliyor. İşte bunun köküne indiğini sanan teori; ısrar eden annenin, yemek kaşığını reddeden çocuğun tavrına dayanıyormuş. Yok canım daha neler. Eski zamanlarda çocukların yemek beğenmeme gibi bir lükslerinin olduğunu hiç sanmıyorum. Kaldı ki yetişkinler çocukları değil, çocuklar yetişkinleri taklit eder. Eksik bırakıldığını düşündüğüm ayrı bir husus da, o kadar kaş göz el hareketinin liste halinde anlamları verilirken, hareketsizliğe hiç dokunulmamış. Halbuki tek bir mimiğin olmadığı ifade, ne çok şey anlatır. Diyelim ki bir karı – koca sofrada oturuyorlar.

Erkek: Yarın akşam annemlere gidelim diyorum. Kız kardeşlerim ve teyzem de gelecekmiş, tüm aile hoş olur.

Kadının yüzünde hareket yok. Ne kızgın ne de imalıdır. Sadece bakar, hiç konuşmaz.

Erkek: Neyse ya boş ver. O kadar kadının içinde ben sıkılırım herhalde… Herhaldesi yok, kesin sıkılırım. Hem yarın maç vardı, ben onu izlerim, ne işim var annemlerde. Amaan…

Sözsüz iletişime, el kol hareketlerine ve oturma şekillerine önem verenlere, öküz altında buzağı arayanlara veya elindeki buzağıyı hangi öküze iliştireyim derdinde olanlara, yahut sadece meraklısına, tavsiye edilir.

Notu: 5,8 çekilebilirsinn.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şeyh Sâdi Şirâzî - bostan ve gülistan

richard feynman - Fizik Yasaları Üzerine

İbni Sina - Şifalı Bitkiler ve Emraz