gerard badou - hotanto venüsü


Tahtaya kaldırdığımız bu eser, hayvanın hayvana yapmayacağı eziyeti, insanın insana nasıl yapabileceğini gösteriyor. Hotanto venüsü adıyla meşhur edilen kadın, aslında saf bir Afrika yerlisi. Tek kabahati, ki günümüzde bu kabahatle piyasada çok hatun var, kalçalarının fazlaca iri olması. İki tane müteşebbisin kandırıp Avrupaya getirdiği bu zavallı, sirk hayvanı muamelesi görüyor. Acaba poposu gerçek mi deyip mıncıklayanlar mı dersin, şemsiye ucuyla dürtenler mi, artık sen düşün. Bitti mi peki? Bitmez. Kadını alkolik yaparlar. Vicdan sahibi birkaç kişinin mahkemeye şikayeti olacak tabi, ama kadın saf, kandırılmış, şikayetçi olamıyor. Bu çileli hayatı uzun sürmüyor, genç yaşta ölecek. Fakat çile biter mi? Bitmeez… düşmüş bir kere Avrupalı aydınların eline. Kadını bilim namına incelemeye başlarlar. Kesip biçme de yetmeyeceğinden, “dur ya, biz bunu insanlığa mal edelim.” Deyip kadının içini doldurup müzede sergiliyorlar. 1815’te ölen bu kadın, bir süre sergilenir, sonra yine “işgüzar”ın biri yahu ayıptır günahtır yapmayın deyince naaşı sergiden depoya kaldırıyorlar. Bir depo bir sergi arası taşınıp durduktan sonra, nihayet 2000 yılları başlarında cenaze, Afrika’ya defni için teslim edilir. Tabi hararetli diplomasi trafiği de çok sancılıdır. Fransızlar cenazeyi vermemek için bir hayli direnecek, “yok canım! Gelsinler konkort uçağını da verelim.” Gibisinden bir takım lakırtı. Hasılı ibretlik bir mesele.
Notu: 6,8 çekilebilirsinn.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şeyh Sâdi Şirâzî - bostan ve gülistan

richard feynman - Fizik Yasaları Üzerine

İbni Sina - Şifalı Bitkiler ve Emraz