Cahillikler Kitabı

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, birkaç seriden oluşuyor. En son üçtü, devamı çıktıysa haberim yok. Genel bilgiler, hayvanlar alemi ve sağlık hakkında malumat veriliyor. Şimdi sen diyeceksin ki ben bunu okuyunca cehlim azalacak mı? El cevap: hayır. Ama çok güzel bilmişlik taslar, hiç alakasız şeyler hakkında kültür sıçarsın. Yalnız asıl mesele, sohbet esnasında bu antik kuntik bilgileri nasıl araya sıkıştıracaksın? O da senin yeteneğine kalmış. Kitaptan bir iki örnek vereyim mesela.

Bilinen en büyük yumurta, dinazorlar da dahil, 1700’de nesli tükenmiş fil kuşuna aitmiş. Devekuşunun yumurtasından 10 kat büyük ve 9 litre hacmi varmış. Bu arada kuşların büyüklüğüne göre diğer hayvan isimleriyle adlandırmak da ilginçmiş. Daha büyüğünü bulursak balina kuşu olabilir bu mantıkla. Diğer bir faydasız bilgi de; kafası kopmuş bir tavuğun birkaç ay daha yaşaması ve bu haliyle sirk panayır dolaştırılmasını anlatıyor. İşin aslı, beceriksiz bir herifin, tavuğu tam kesememesinden kaynaklı. Garibim hayvanın kafası, ön taraftan kesilmiş ve beyin kısmı hala üzerinde. Beceriksizlik bu ya, atar damar da sağlam. Hayvanın gözleri, gagası ve sayresi yok, fakat yaşıyor. Amerikan sömürüsü hemen devreye giriyor ve “Ulan biz bunu millete gösterir, seyirci başına da 50 cent toplarız. Sonra gelsin in da club.” Madiden başka bir tavuk kafası da koymuşlar kavanoza, eyalet eyalet gezmişler. Sağlıkla alakalı bir bilgi de verip keseyim. Koşucuların muhabbeti varmış, ayağın ön tarafını mı yoksa topuğu da kullanarak koşmak mı daha faydalı diye. İşin erbabı adamlar araştırmış ve bulmuş. İster ön kısmı kullan, ister topuğu da kat koşuya, değişen bir şey yokmuş. Önemli olan hangi bölgeyi sürekli olarak kullandığın ve alıştığınmış. Ağırlık hep aynı olduğu için illa ki bir yerin kasına lifine yükleneceksin. O yüzden mühim olan, zart diye tarzını değiştirmemen. Zamanla alışıp güçlenmiş kasları ters köşe yaparsın. Bir şey daha öğrendin ve bir yaşına daha girdin ihtiyar.

Notu: 5,0 çekilebilirsinn.