Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ahmet Sarı - Masalların psikanalizi

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, masalların ve masal anlatıcılarının psikanalizini ihtiva ediyor. İsmiyle müsemma bir kitap olmuş. En masum, çocukça hislerle okuduğumuz, dinlediğimiz kırmızı başlıklı kız masalına, bir imgelendirme yapılmış ki, düşman başına. O yaşta bunların bilincine varsaydık, ergenliği atlayıp doğrudan yetişkin olurduk, inan. Kızın başlığı neden kırmızıymış mesela? Genç kızlığa geçişin simgelenişidir. Kurdun kızı yutması ve kurdun karnından daha sonra kızı çıkarıp taş konulması peki? bu neyi anlatıyor? Kızı yutan kurt, bir nevi doğurganlığı temsil eder. Kurdun karnına taş doldurulması ise, kısırlığı. Masallardaki devleri bilirsin, çoluğu çocuğu ayıklamadan yutarlar hani. İşte müellifimiz de evvela yamyamlık (Androfaji) üzerine küçük bir araştırma yapmış. Değişik kültürlerde insan yemenin manaları üzerine birkaç paragraf iliştirmiş. Sonra da bunların ışığında çocuk yiyen cadılara (Hansel ve Gratel) devlere giriş yapmış. Evinden uzaklaşan veletler de h...

Adelbert Von Chamisso - Peter schlemihl'in Garip Hikayesi

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, klasik bir kitap. Yazarının kısa hayat hikayesi, metnin başına iliştirilmiş, kurgunun nasıl oluştuğu konusunda tahmin yürütebilirsin. Adamımız Fransız asıllı, Alamanya’da ikamet ediyor. Ama bacaksız Napolyon hücuma kalkmış, Avrupa’ya savaş ilan etmiş. Hal böyle olunca yazarımız da iki ucu boklu değnekle muhatap olacak. “Hangi tarafı tutsam ki acep?” Yaradana sığınıp Fransa’ya karşı savaş cephesine katılıyor. Fakat Almanlar da bıyık bükerler. “Güven olmaz bu puşta! Sonuçta kütüğü Fransa’ya kayıtlı.” İşte bu ön yargıların kuşattığı bir vakitte, böyle güzel kurgulanmış bir hikaye ortaya çıkacak. Gerçi yazar, hikayenin üretim esnasını, dayandığı temeli farklı anlatıyor. Bir gün şapkamı, çantamı, üstümü başımı alamadan dışarı çıkmıştım. Neredeyse gölgemi de unutacaktım. Şimdi yazarın başına acaba ne geldi de, nasıl bir basılma, telaş halinde oldu da, böyle cascavlak (sivil) sokağa çıktı diye sormuyoruz. Özel hayatı bizi alakadar etmez. Kitabın ...

Alain De Botton - felsefenin tesellisi

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, felsefeden çakmayanlar düşünülerek hazırlanmış. Belki isim seçimi de bu yönde olmuştur. Şu köşede oturan tayfa, felsefeden bir bok çakmadı. Bari teselli aforizmalarıyla, küçük hikayelerle gönüllerini alalım. Köşedeki tayfanın kimler olduğunu söylemeyelim. Şimdi durduk yere birbirimizi teşhir etmeye ne gerek var? Kitapta, yazarımız belli başlı birkaç filozofu ele almış. İnceleme şekli ise, öyle akademik değil. Adam zaten bizi teselli ediyor, ne diye profesyonel bir tertip yapsın ki? Kendince bir mizansen kurgulamış, resim galerisinde gezerken veya bir otelde yaşadığı hadiseden, filozof - felsefe çıkarıyor. Mesela Sokrates’in savunmasından bahsediyor. Bu hadisenin kitabını tahtaya kaldırıp notunu vermiştik zaten, yine konuşmaya lüzum yok. Ancak mahkemenin jüri seçimi nasıl yapılıyormuş, ben bunu bilmiyordum. Sokrates’in suçuna hüküm veren saygı değer jüri üyeleri, üç temel esas üzerine seçilirmiş. 60 yaş üstü olmak.   Kimseye borçlu ol...