Kayıtlar

Ağustos, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Guy De Maupassant - Gezgin satıcı

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, yazarın gazetede yayımlanmış hikayelerinden oluşuyor. Kitaba adını veren öykü, açılış olarak seçilmiş ve karısı iş pişiren bir satıcının hikayesi. Garibim tüm günü sırtında yükü ile sokak sokak dolaşır, hatun ise evde dostuyla ben mi sana sen mi bana... Kitapta aşkından vereme tutulmuş hizmetli kızın öyküsü gibi dram türüne de yer verilmiş. Evin uçarı oğlu kızı ara ara sıkıştırır, bir iki makas alıp uzaklaşır. Evin bahçıvanı da kıza tutkun, aşkını ev sahiplerine iletip aracı olmalarını ister. Kızı bin bir ısrarla bahçıvan için razı ederler, tabi evin oğlunun, paşamızın, hiçbir tavrı yoktur. Sonra evlilik olur, yıllar yılları kovalar, hizmetli kızın ölüm haberii ve son sözleri duyulur. Bunu aktaran da bahçıvanmış ha! O hep sizi sevdi beyim…   Bir parça Yeşilçam, bir tutam geniş mezhep diyoruz ve başka bir tanesine geçiyoruz. Benim en çok beğendiğim de bu hikaye. Adam, arkadaşlarının davetine katılır ama hep bir bilmişlik, hep bir ku...

sevil atasoy - labirent

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, bol miktarda ruh hastalarını içerir. Sapık katiller, yamyamlar ve ırz düşmanları… yazarının adli tabib olması hasebiyle, her vaka detaylarıyla işlenmiş ve ne nedir, insana belletiyor. Yazardan hafif tırstığımı söyleyebilirim. Sen de tırsmalısın, zira senin okuduğun cinayet romanı kadar, kadının mıncıkladığı ceset vardır. Kitapta kendi şahit olduğu olayların haricinde, dünyada ses getirmiş meşhur olaylara da yer vermiş. İngiltere’de bir nehirde kolu bacağı ve kafası kesilmiş zenci çocuk mu dersin, yamyam katiller mi. Hatta bahsi geçen o yamyamın, yemek dergisi kapağı olduğu da anlatılmış ki, okuyunca “Ben o derginin editörünün taaaa amk!” demekten kendimi alamadım. Bir başka küfür dağarcımı besleyen vaka ise, Hitler döneminde bazı doktorların çocuklara yaptıkları deneyler. Doğuştan arızalı veya sakat bebeleri topluyorlarmış, “Biz bunlara hastanede daha iyi bakarız ve hatta iyileştiririz.” Deyip, neşterle, piçakla dalıyorlarmış sabilere. “Beyinler sağ k...

Michael Korz - Senaryoda Dialog

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, senarist adaylarına yönelik. Öykü roman karalayanlar da nasiplenebilir. Tabi diyalog mevzusunu halledince hikaye yazılıp bitmiş olmuyor, ama bunu bilmek de bir şeydir. Ünlü filmlerden, dizilerden ve hatta oyunlardan alıntılarla, senaryoda nasıl muhabbet edileceği, nasıl edilmeyeceği, bir güzel anlatılmış. Yetmemiş bölümlere de ayırmış yazarımız, komedide nasıl güldürülür, ne kadar küfretsek mizahtır, dramda nasıl izleyicinin gözüne bir şey kaçar ve belgesel nasıl sıkıcı olmaz. Hoş olmuş. Genel olarak birkaç maddeyi paylaşayım, çok merakta kalmayın. Mesela karakter eğer doktor ise,tıbbi jargona hakim olacak. Fakat çok da bokunu çıkarmadan. İkinci bir husus, seyirciye olayı aktarabilmek için karakterleri aptallaştırmayın – Yani ayrılmamız gerektiğini mi söylüyorsun? Eşşek değilsin ya! Anla amk!   Bir diğer mevzu da yarım ve aksak cümleler kurmak, doğala yakın durur. -Filhakika şu asırda edebiyle iki kelam edebilen kalmadı azi...

Genç Plinius'un Anadolu Mektupları

Tahtaya kaldırdığımız bu eser, 10 kitaplık bir silsilenin sonuncusuymuş. Önceki 9 kitap, edebi ve kültürel konularla ilgiliymiş. Fakat elimizdeki onuncu kitap daha ziyade imparatora yazılmış, yönetim ve idari meselelerin malumatını ihtiva ediyor. Hayata avukat olarak atılmış ve yönetici olarak devam etmiş Plinius, İ.S. birinci yüz yılda yaşamış. Bugünkü Bursa, İznik, İzmit, Sinop, Samsun ve İstanbul dolaylarını mesken tutmuş. Dönemi araştıran biriysen eğer,   muhakkak okunması gereken bir kitap, onu söyleyeyim. Yok, sadece meraklısıysan, benim gibi, o zaman çok şaapılacak bir şey değil. Hani okuyunca ufkum katlanıp çarpılmadı yani. Sadece bir iki mevzu ilgimi çekti, o kadar. Marmara Denizi’nden kanal açmak istiyor beyimiz. Yanlış anlamadıysam şimdiki adı İznik Gölü olan cânım gölü, denizden bir yol ile gemi trafiğine açmak istiyorlar. Tabi imparatorun kafa zehir, bu talebe hemen şerhini koyuyor. Öyle ha deyince kanal açılmaz. Önce bir etüt yapmak lazım gelir. Eğer gölün ...